Eğitimin insan hayatının ayrılmaz parçası olduğunu kabul etmeyen yoktur herhalde. Eğitimin tanımının yapılmasında bir fikir birliği olmamakla birlikte eğitim aslında hayatın bir parçası veya hayatın bir kısmında yapılması gereken bir çaba, eylem ve süreç olarak kabul edilmemelidir. Eğitim hayat boyu süren, insanoğlunun dünyaya gelmesi ile başlayıp hayatının son anına kadar devam eden önemli bir süreç olarak değerlendirilmesi gerekir. Eğitim denilince akla sadece okulda verilen veya alınan, süre olarak sınırlı, alan olarak dar bir çerçeve algılanması çok doğru olmayacaktır. Bazı eğitimciler eğitimin ailede başladığı, okulda devam ettiği ve ileri yaşlara kadar toplumda ve kişinin kendi çevresinde devam ettiğini belirtmektedirler. Hatta “sadece okulda eğitilmiş çocuk hiç eğitilmemiş çocuktur” tezi öne sürülmektedir. Toplumda bireyler toplumsal yapı içinde ister tekil olarak isterse toplu olarak eğitilsinler her birey kendi kabiliyetine bağlı olarak ve doğuştan kazanılmış olan yetenekleri doğrultusunda farklı disiplinler içinde eğitilmek zorundadır. Bu hem kişinin kendini geliştirmesi, toplum içinde bir yer edinmesi hem de toplumun genel ihtiyaçlarına cevap vermesi açısından belli gerekliliklerin yerine getirilmesi şeklinde olacaktır. Bu aşamada mesleki eğitim akla gelecektir. Orta öğretim aşamasında bile mesleki yönlendirmelerin olageldiği günümüz toplumlarında mesleki eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır. Orta öğretim sonrasında kişiler ister mesleki eğitime isterse de genel üniversite eğitimine devam etsin kendi yolunu çizmiş ve toplumun genel kabul gören normlarına uyacak şekilde standardize edilmiş bir eğitimi alması sağlanmış olacaktır. Toplumun genç elemanlarının bir mesleğe yönelmiş ve bu amaçla mesleki eğitim almış olmaları belli bir beklentiyi ortaya çıkarmaktadır. Mesleki eğitim almış kişilerin standardize edilmiş ve ana çerçevesi çizilmiş olan bir alanda gerekli bilgi ile donatılmış, bunun yanı sıra belli oranda beceri kazanmış olması beklenmektedir. Bu durum bu tür bir eğitimi almış kişiye toplumda bir statü kazandırdığı gibi toplumu oluşturan katmanlar içinde kendisine ayrılan yeri doldurması beklenir ve istenir. Ülkemizde mesleki eğitimi yaygınlaştırarak kalkınmamıza ve sanayimizin gelişmesine katkıda bulunmasının önemi açıktır. Üniversite eğitimi bazı bölümlerde genel anlamda bilginin kazanıldığı ve kişinin her türlü gelişiminin sağlandığı bir ortamı hazırlar ve sunar. Bu eğitimi alanlar kendi kapasiteleri, ilgileri ve istekleri oranında sunulanı alır ve gelişimlerinde kullanırlar. Bu nedenle mesleki eğitimi öncelemek yurt kalkınması açısından önemli olduğu açıkça görülmektedir. Bir mesleğin kazanılması ve icra edilmesi hem kişinin kendisine her türlü imkana ulaşmasını kolaylaştırmakta hem de toplumsal kalkınmaya ve refaha erişmesine veya refah seviyesinin yükselmesine katkı sunmaktadır. Belli bir aşamaya gelmiş, meslek seçiminin gündeme geldiği zaman dilimlerinde gençlerimizin bu konuları detaylıca irdelemesi, kendi alanında yetkin ve belli bir başarıya ulaşmış çevresinde olsun olmasın meslek erbaplarına danışması, görüş alışverişinde bulunması hayatlarının kalan kısmını ilgilendirdiğinden oldukça önemli hale gelmektedir. Öncelikle kişinin kendisini tanıması, seçeceği mesleği sevip sevemeyeceği, yetenekleri ile uyum içinde olup olmadığı, toplumdaki saygınlığı dikkate alınarak meslek seçiminin yapılmasının önemi açıktır. Önemli bir yol kavşağında olan gençlerimize meslek seçimleri hayırlı olsun. Onlara kolaylıklar dileriz. Başarılar onlarla olsun.