Okullar açıldı. Pek çok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla genci, okul çağındaki bir nüfusu ülkemiz 9 Eylül 2024 günü sabahı okula gönderdi. Bildiğiniz gibi genelde düğünler okul zamanlarının dışında kalan zaman dilimlerinde yapılmakta. Bunun istisnaları yok mu? Elbette var. Bu yıl da okulların açılmasıyla düğün mevsimi kapandı dersem abartmış olmam herhalde. Neden düğün mevsimi ve düğünlerden bahsediyorum? Düğünlerin eğlence kısmında beni çok rahatsız eden bir oyun havasından (!) bahsedeceğim. Hangi oyun havası beni rahatsız eden, uzatmadan hemen söyleyeyim. "Cezayir" oyun havası. Aslında bu bir oyun havası veya türküsü değil, bir ağıt. Bir ağıtı nasıl oyun havası haline getirdik anlamak mümkün değil. Benzer şekilde "Genç Osman" türküsü de -aslında bu da bir ağıttır- oyun havası haline getirilmiştir. Ne zaman bu ağıtları söyleyen düğün müzisyenleri düğüne katılanları oynamaya davet etse çok rahatsız edici bir durum ortaya çıkıyor. Sözlerinin ne olduğunu ve ne anlattığını dikkate almaksızın çıldırmışçasına oyun oynanmasından her şeyden önce bu ağıtın yazıldığı kahraman Anadolu yiğitlerinin ruhlarının rahatsız olduğunu ve eziyete maruz kaldığını düşünüyorum. Geçmişimizi, çok uzak olmayan yakın tarihimizi ilgilendiren ve ülke vatandaşlarını üzen olayları unutan bir millet nasıl ve ne zaman bu hale gelebildi? Cezayir uzun bir süre Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası olarak kalmış, sözü edilen ağıtın yazıldığı ve söylendiği zaman diliminde bile hala bizim olan bir toprak parçasıdır. Osmanlı, zaman içinde bu toprakları kaybetmiş ve buralardan ayrılırken pek çok vatan evladı oralarda kalmış. İşte bunların hayatlarını, umutlarını, kırgınlıklarını, özlemlerini dile getirmişler. Aşağıda sözleri verilen gerçek Cezayir ağıtıdır. Düğünlerde oyun havası olarak çalınıp söylenen ve gençlerimizin utanmadan oynadıkları oyun havasının sözlerinde değişiklik yapılarak gündemde kalması sağlanmıştır. Halkımız bu tür ağıtlardan habersiz. Okumadan, okuduğunu anlayıp değerlendirmeden, neler olup bittiğinden gerçek anlamda haberdar olamayacaktır. Kaybettiğimiz değerlerin farkına varmak zorundayız. Ülkemin insanları umarım ve dilerim ki şehitlerimizin daha fazla rencide olmaması ve yattıkları yerde ters dönmelerine neden olmamak için gerçekliğe erişirler. Cezayir'dir koç yiğidin vatanı yar yar hey, Aramazlar gurbet elde yiteni yar yar hey, yiteni… Ak gülün üstüne güller biter mi? Ağla anam ayrılığın günüdür, canlar hey hey, Cezayir Cezayir Babuna da deli gönül babuna, yar yar hey Koç yiğitler sığmaz oldu kabına yar yar hey, kabına Gider oldum yarenlerim darıldı yar yar, Gitme deyi yar boynuma sarıldı, yar yar aman, sarıldı, Bizim kısmet yad ellere verildi, Kısmetimi veren Hüda kerimdir, canlar hey hey, Cezayir Cezayir. Eğer anam öldüğümü duyarsa, yar yar aman, Top top edip saçlarını yolarsa, yar yar hey, yolarsa, 'Benim oğlum nerde' diye sorarsa, 'O arkadan geliyor' deyiverin, canlar hey hey, Cezayir, Cezayir Yukarıdaki sözleri okuyan birisinin, en mutlu gününde de olsa oyun havası kabul ederek oynayabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Ne diyor ağıt'ın sonuna doğru Cezayir yiğidi: Anasının kendisini sorması durumunda, arkadaşlarının anasına, "O arkadan geliyor!" demelerini salık veriyor. Bir yiğidin, vatan, millet için kendisini feda eden yiğitlerin ölümüne oynanır ve gülüp eğlenilebilir mi Allah aşkına? Yapmayın, etmeyin geçmişimize sövmenin bir başka şekli olmalı bu. Ülkemiz insanlarının geçmişimize sahip çıkıp bu tür uygunsuz davranışlardan kaçınacakları zamanlara erişeceğimizi bekliyoruz, bekleyeceğiz. Umutluyuz, en azından umut var olmak istiyoruz. Ağıt sözleri için kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=1VaGLXTGna8, @bulendhatipoglu5741 yorumu